{ "title": "Böbrek Yetmezliğinde Beslenme", "image": "https://www.bobrekyetmezligi.gen.tr/images/bobrek-yetmezliginde-beslenme.gif", "date": "20.01.2024 11:24:43", "author": "Veda", "article": [ { "article": "
Böbrek yetmezliğinde beslenme, böbrek yetmezliği vücuttaki iki böbreğin birden işlevlerini yerine getirmemesidir. Bu hastaların düzenli olarak takip edilmesi gerekir. Eğer zamanında müdahale edilmediği takdirde, kanda biriken toksinlerle beraber potasyum oranında artış olacak ve hasta ağırlaşacaktır. Bu hastalar diyalize bile girse, özel bir beslenme programı oluşturulmalıdır. Bu beslenme bir diyetisyen eşliğinde hazırlanmalıdır. Hastaların böbrek fonksiyonları bozulduğundan, vücuttaki besin öğelerinde aşırılık, düzensizlik oluşur, sıvı dengesi bozulur. Bu hastaların her birinde farklı beslenme programı hazırlanmaktadır. Çünkü her hastanın böbreklerindeki işlevsellik farklıdır. Diyetisyen hastadaki idrar oranına, diyabetine, yüksek tansiyon gibi sorunlara bakarak, kilosunu ve kandaki potasyum, sodyum ve fosfor gibi değerlere dikkat ederek bir diyet listesi hazırlar.

Beslenmede dikkat edilecek unsurlar

Proteinler: Hastalarda proteinin ürünleri olan ürik asit, üre ve kreatin gibi atık maddelerin vücuttan atımında sorun olduğundan, bunlar birikmeye başlar. Buna bağlı olarak iştahsızlık, halsizlik, ağızda kötü koku, bulantı ve kusma, nefes darlığı gibi etkiler ortaya çıkmaya başlar. Bu nedenle böbrek hastalarının çoğunluğunda protein alımı kısıtlanmaktadır.

Enerji: bu hastalarda vücutta oluşan yıkımı önleyebilmek için diyette enerji miktarı yüksek tutulmaktadır. Kısıtlı alınan proteinin yapım yerine enerji için kullanılmaması gerekir. Bu nedenle hastanın kan değerlerine uygun, hastalıklarına göre karbonhidrat ve yağlardan destek alınır.

Sıvı: Vücuda alınan sıvı sudan, sıvı gıdalardan ve besinlerden karşılanır. Bunlar idrar, dışkılama, solunum ve terleme ile dışarı atılmaktadır. Sağlıklı yapıda olan kişilerde bu denge mükemmel şekilde işler. Ancak böbrek hastalarında idrarda azalma ya da kesilme görülebilir. Suyu içseler bile idrarda artma olmaz. Bu sıvı vücutta birikmeye devam eder. İdrarda azalma olursa sıvı alımı azaltılmalı, idrar azalmadığında kısıtlamaya gidilmemelidir.

Vitaminler ve mineraller: Hastalar kendi kan değerlerine göre potasyum, fosfor ve sodyum alımlarına dikkat etmelidir. Vücutta suyun dengesine yardımcı olan sodyum, kan basıncını belli düzeyde tutar ve diğer organların işlevselliğine yardımcı olur. Sodyum vücutta fazla olduğunda, sıvı birikimi de fazla olur. Bu hastalarda tansiyon yükselmesine ve kalp yetmezliğine neden olur. Bu yüzden hastaların çoğunda tuz kısıtlaması yapılması gerekir. Vücutta özel bir tuz olan potasyum, kasların kasılmasında rol oynar. Bunun böbrekler tarafından atılması yüzünden, hastalarda kandaki potasyum yükselir. Bu etki kendisini iştahsızlık, halsizlik, kaslarda kuvvetsizlik ve felçlerle gösterir. Yükselme arttıkça kalbin aniden durması söz konusu olabilir. İçinde yüksek oranda potasyum olan neskafe, kuru baklagiller, kakao, maydanoz, enginar, patates, ıspanak, havuç, börülce, hurma, muz, kuru meyveler, kayısı, kavun gibi yiyeceklerin tüketiminde dikkatli olunmalıdır. Fosfor ise kalsiyumla birlikte kemiklerin dayanıklılığında etkili olur. Organların çalışması için, enerjinin sağlanması da görevleri arasındadır. Kırmızı et, tavuk, yoğurt, peynir, süt, bakliyat gibi besinlerde fosfor bolca bulunur. Besinlerle alınan fosfor, böbrekler yardımıyla idrarla atılmaktadır. Hastalarda ise fosfor vücutta birikmeye başlar. Bu durumda kemikler kolayca kırılır, eklemlerde ağrılar başlar. Bunların dışında demir alımı, B ve C vitaminlerinin alımlarına dikkat edilmelidir. Beslenme düzenlenmezse bunlarda eksiklik oluşacaktır. Hastalarda D vitamini yapılmadığından, dışarıdan alınmalıdır. A vitamini düzeyi artacağından, bunun için alınacak ilaçlar zararlı olabilir.

Tüketilmemesi gereken besinler nelerdir?
" } ] }