{ "title": "Kreatinin", "image": "https://www.bobrekyetmezligi.gen.tr/images/kreatinin.gif", "date": "20.01.2024 18:02:25", "author": "Yumuş", "article": [ { "article": "
Kreatinin, omurgalılarda doğal koşullarda oluşan ve kas hücrelerine gerekli olan yağları indirgeyerek enerji desteğini sağlayacak organik asittir. Vücutta Glisin, L arjini ve L metiyonin aminoasitleriyle karaciğerde, böbrekte ve pankreasta sentezlenmektedir. Biyosentez sonucunda iskelet kaslarına, beyne, kalbe ve vücudun diğer dokularına taşınır. Dokularda kreatinin en büyük enerji depolayıcı form kabul edilen kreatin fosfat biçiminde metabolize olur. Toplam kas kütlesini tahmin etmek için kullanılır. Kanda kreatinin artışı böbreğin yetersiz çalıştığını gösteren bir bulgudur. İdrarda 24 saatlik oranı stabil olduğundan, idrarın 24 saatlik olduğu belirlenir. Günlük olarak kreatinin atım oranı yaklaşık 1- 2 gram kadardır. Sporla uğraşan kişiler antrenman öncesinde 5 gr kreatinin alıp performanslarını %30 oranında arttırabilir. Kaslarda kreatin fosfat kullanılmasının nedeni, ATP moleküllerinin gereken enerjiyi sadece yarım saniye karşılayabilmesidir. Kreatin fosfat miktarı ise ATP oranının 20 katı kadardır.

Kreatinin kas metabolizması ürünü olup, idrar aracılığıyla böbreklerden değişime uğramadan tamamen atılır. Eğer böbreklerde bozukluk varsa, bu atım hızı yavaşlar ve kanda kreatinin değer artmaya başlar. Böbrek yetmezliği olan hastalarda teşhis için kullanılmakta, ancak böbreklerdeki hasarı kesin olarak vermemektedir. Bu yüzden yaşı ilerleyen kişilerde böbrek yetmezliği olurken, kreatinin seviyesinde anormallik gözlenmez. Kreatinin yükselmesinin sebepleri araştırıldığında uzun süreli aç kalmak, kas hastalıkları, romatoid artrit, hormonal bozukluklar, kemik kırılması, yanık, enfeksiyon gibi etkenler ortaya çıkabilir.

Kreatinin klirensi

Böbrek işlevlerinin araştırılması için önemli bir aşama olan birim zamanda meydana gelen glomerül süzüntüsü miktarının tespit edilmesidir. Bunu sağlamak için, klirensi veya kanda temizlenme hızı denilen süreç incelenerek birim zamanda belirli bir maddeden bütünüyle arman plazma miktarı belirlenmektedir. Bu madde dışarıdan verileceği gibi, kreatinin gibi vücut tarafından üretilen bir madde olabilir. Klirens çoğunlukla kreatinin için hesaplanmaktadır. Bunun kandaki düzeyi iyi bilinmekte ve kan plazması ile glomerül süzüntüsünde olan oranı normal şartlarda çok değişikliğe uğramaz. Bunun nedeni kreatinin glomerül süzüntüsüne kan plazmasında olan yoğunluğu oranında geçmesidir. Ardından borucuklardan geri emilmez ve borucuklardan idrara yeniden salınmaz. Klirens hesabında Cl = UxV/P formülü kullanılmaktadır. 70 kg ağırlığında, 1,70 mt boyunda olan erişkin bir kişinin klirensi normal olarak, dakikada 125 ml kadardır. Bu değer normal kabul edilerek, daha önceden hazırlanan çizelgeyle hastanın boyu ve kilosuna göre olması gereken değerler belirlenmektedir. Bu testle böbrek işlevleri değerlendirilmekte ancak erken böbrek hastalığında belirleyici olmamaktadır. Kronik böbrek hastaları için, önemli bir test olduğu söylenebilir. Diyet uygulanması sayesinde, protein alımı arttırılırsa verilerde yükselme gözlenir.

Kreatinin arttığı durumlar: Sıvı kaybı, kal yetmezliği, böbrek hastalıkları, proteinden zengin beslenme, akromegali ve yanık gibi durumlarda kreatinin değerleri yükselir.

Kreatinin azaldığı durumlar: Protein açısından zayıf beslenme diyetlerinin uygulanması, protein sentezinin artması ve gebelik gibi dönemlerde kreatinin düzeyi azalır.
" } ] }